v
Aile ve şirket
sistemleri arasındaki fark nedir?
Aile neredeyse genlerimizle
hareket ederek, “tabiatıyla” oluşturduğumuz bir sistemken, şirket, oluşturmak
ve sürdürmek için yasalara, tüzüklere ve sözleşmelere ihtiyaç duyduğumuz bir
sistemdir.
v
Kurumsallaşabilmek
ne demektir?
Kurumsallaşabilmeyi, “bir
sistemin yerleşik, tutarlı, değişen koşullarla uyumlu değişkenlik gösterecek
şekilde esnek ve herkesçe bilinen ilkelere göre işlemesi” anlamında
algılıyabiliriz. Aile şirketinin kurumsal olup olmadığı gözden
geçirildiğinde, sadece kurum değil, aile de (işleyişi ile) ele alınmalıdır.
Ailenin kurumsallaşması, ailenin kendi varlığını sürdürmesi ve kurumunun
geleceğini sağlamlaştırması için gereklidir. Bu açıdan, kurumsal kimlik sahibi
taşıyan ailelerin, bir gün gelip de bir şirket kurduklarında çok daha az
sıkıntı çektiklerini görüyoruz. Ailenin gündelik hayatının yürütülmesinde her
bir üyenin kesin sorumluluğunu bilmesinin ve yerine getirmesinin, herkesin
gelişimi için sağlayacağı avantajlar sayısızdır.
v Ailelerin
kurumsallaşmasına karşı temel engel nedir?
Aile
duyguların egemen olduğu, sınırların kolayca ortadan kalktığı, kural ve
sistemlerin uygulanamadığı, belirsizliklerin çokça bulunduğu bir ortamdır. Bu
açıdan, aile şirketlerinin, sadece
aile değil, aynı zamanda kurum olmaları çok büyük efor gerektirir. Çünkü, rasyonel düşünce sistemine dayalı şirket yapısının benimsenmesi tabiat kanunlarına rağmen, aile olma özelliğini arka planda
bırakma pahasına yapılan bir iştir.
v
Aile
şirketleri çoğunlukla ne zaman doğal ve eski olanın, yani alışkanlığın ve
duygunun etkisinde kalıp kararlarının
rasyonelliğini aşındırırlar?
Çoğunlukla, kurumsal bir
refleksin yerleşmemiş olduğu durumlarda, apar topar ve can havliyle yapılan tepkiler
ön plana geçiverir ve kararlar duyguların etkisinde alınır. Bu açıdan, birbirimize
nasıl davranacağımızı kestiremediğimiz, baba mı patron mu olduğumuzu zaman
zaman karıştırabildiğimiz koşullarda hem belirsizlik, hem de yakınlık duruma
damgasını vurur. Aile ortamından iş
hayatına taşınan sorumlulukların ve görevlerin iyi tanımlanmaması, açık ve net
olamama, idare etme gibi aile şirketlerinde yaygın alışkanlıkların doğurduğu
belirsizlik durumlarında tedirginlik artar. Bir yandan belirsizlik ve bir yandan yakınlık, duyguların etkisini kuvvetlendirir.
v
Aile şirketleri
içerisindeki davranışların, sadece içimizden gelene veya sadece alışkanlıklara
göre seyretmesi nasıl engellenebilir?
Toplum
içinde sınırları koyan kurallar, bizleri bir anlamda rahatlatır. Başka bir
şekilde söylemek gerekirse, tedirginliği
azaltmanın, duyguların tetikleyeceği otomatik alışkanlıklar sistemine teslim
olmamanın yolu, belirsizlikleri azaltmaktır. Ayrıca, dışarıdan alınabilicek
bağımsız/yabancı üyeler de “dışarı”dan bir bakış açısı sağlayarak ailenin karar
mekanizmalarını duyguların yaratabileceği olumsuz etkilerden koruyabilir. Bizi gördüğünde (duyguların egemenliğindeki) ventromedial beyin bölgesi
aktifleşmeyeceği ve (rasyonel düşünmeden sorumlu) dorsolateral prefrontal
alanın çalışması aksamaksızın devam edeceği için, mantık zincirini
kaybetmeyecek olan bir yabancı aile şirketinin yönetiminde duygular ile
düşünceler arasındaki dengeyi sağlayabilir.
v
Aile
şirketinin devamlılığını hangi faktörler etkiler?
Şirketin hayatını nasıl sürdüreceği, ayakta
kalıp kalmayacağı büyük ölçüde aile ile şirket arasındaki uyumun sağlanmasına
bağlıdır.Bu açıdan, ailelerin, çocukların temel
ihtiyaçlarını bilerek, saptayarak ve karşılayarak işe başlamaları gerekmektedir.
Her çocuk için olduğu gibi. Çocukların temel
ihtiyaçlarından bir tanesi, belki de en önemlisi, güvenlik duygusudur. Güvenlikte
olma duygusu verilerek yetişen bir çocuğun, gelecekte riskli kararlar alma
durumunda göstereceği davranış ile güvenlik ihtiyacı karşılanmadan, güvenlik
duygusu oluşmadan yetişen bir çocuğun riskli kararlar alma anındaki davranışı
farklıdır.
Çok küçük yaşlarda
vermemiz gereken duygu, güvenlik, tehlikede olmama duygusu ise, daha
sonraki yaşların gündemindeki hedef duygu sorumluluk tur. Sorumluluk, başladığınızı
bitirmek, yapamadığınızı görebilmek, sınırlarınızı tanımak, sınırlarınızı
genişletirken başkasının sınırlarına saygılı olmaktır. Ayrıca, aile şirketinin
devamlılığının sağlanması için ileride miras sahibi olacak çocukların hak etme
sürecini bir şekilde yaşamaları, sistemin içine tepeden inme düşmemeleri ve
ileride sistemin içinde yer alsalar da almasalar da, çok daha küçük yaşlarda
olayın bir şekilde parçası olmaları, ne olup bittiğini anlamaları gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder